9 Nisan 2009 Perşembe

Veveve Vavava

Mevhaba sevgili okuvlav, vahatsızlıklavın vöntgenlendiği, toplumun vadavından kaçanlavın ivdelendiği, vadikal olduğu kadav vealist, vengavenk biv sevzenişle daha kavşınızdayım.

İyi ki insanoğlu yazıyı keşfetmiş, iyi ki bir takım sembollerle derdimizi dile getirebiliyoruz, iyi ki benim gibi ağzının ayarı olmayanlar dertlerini rahatlıkla anlatabiliyor. Evet sevgili okurlar, eğer yazı bulunmasaydı, bir üstteki paragrafı size böyle iletmek zorunda kalacaktım, çünkü “r”leri söyleyemiyorum. Çocukken hep “Büyüyünce düzelir” derlerdi, ama düzelmedi, 20 yaşına geldim –aslında gelmedim, tam bir hafta var- hala konuşurken içinde “r” bulunan kelimeleri seçmemek için özen gösteriyor, eğer kullanmak zorunda kalırsam da kelimeyi iki salisede telaffuz edip kusurumu örtmeye çalışıyorum. Lütfen “Allah seni böyle yaratmış, utanmana gerek yok, takma kafana” demeyin sevgili okurlar, bari siz yapmayın. Utanmıyorum zaten ama yine de adama koyuyor, hele karşımda tanımadığım biri varsa “r”nin sivri ucunu afedersiniz götümde hissediyorum.

Çocukken çok alay konusu oluyordum, gittiğim her yerde zorla “Rerere rarara gassaray gassaray cimbombom” marşını söylemem isteniyor, özellikle “r” harfiyle başlayan bir kelime kullandım mı herkes gülmeye başlıyor, biraz insafı olanlar ise beni Beyaz’a benzetiyordu, not olarak Beyaz’ı da sevmem. Biraz konu dışı olacak ama Beyaz’ı sevmediğimi söyleyince hep aynı cevabı alıyorum: “Okan Bayülgen’den iyidir.” Ulan illa ikisinden birini takip etmem mi gerekiyor, Beyaz’dan hoşlanmadığımı söyleyince direkt Okan Bayülgenci damgası yiyorum. Deneyin sevgili okurlar, en yakınınızdaki insanın yanına gidip “Beyaz komik değil aslında” diyin, kesin Okan Bayülgen’in adının geçtiği bir cevap alacaksınız.

Bana dönelim, oldum olası sesim boru gibidir. Çok da sikimde olmaz normalde ama bazen sevgili okurlar sadece bazen o “r”ler ömrümden ömür çalıyor. En sevdiğim küfür “yarak”tır, söyleyemediğimden belki de, bugüne kadar kimseye “Naber yarrram” diyemediğim içindir, bilemiyorum. Aynı şekilde “kıro” da var. “orospu çocuğu” diyebiliyorum zira iki kalın “o” arasında sıkıştığı için fazla belli olmuyor. Yabancılara kültürümüzü empoze ederken zorlanıyorum en çok, “yavvak” dedikçe gavurlar kendime güvenim dünyanın merkezine bir adım daha yaklaşıyor.

İlginçtir bazıları farkına varmıyor, misal bugüne kadar en çok konuştuğum insan, bir numaralı yardakçım, kardeşim, dostum İsmail. Adamla her hafta saatlerce geyik yapardık, hala da yaparız, sohbet “r” söyleyememe özrüme geldi. İsmail’in “Abi cidden söyleyemiyor musun, hiç farkında değilim” demesi gerçekten bende dumur etkisi bıraktı. İsmail karşısındaki iyi hissetsin diye yalan söyleyecek tiplerden değildir, saçımı kazıttığımda “Yarak kafası gibi olmuş” der bir saniye bile düşünmeden, tabi kızlarla konuşurken öyle değil ibne orası ayrı. Bazıları demişim paragrafın başında ama aklıma İsmail’den başka da örnek gelmiyor bu kategoride.

İnsanda böyle bir ses varken tabi ciddi birşey anlatamaz, işim gücüm makara. Mesela felsefi bir çözümleme yapacağım ciddi bir platformda “Hehehe adam süvvealist dedi” diye gülmez mi millet, hem de ossurarak güler sevgili okurlar. Onları da suçlamak istemiyorum çünkü komik, ben de onların yerinde olsam güler, büyük ihtimalle de taklidini yapardım. Şöyle hayatı tartıya koyunca aslında kusurlarımızın da bir yerde bize katkı sağladığını düşünüyorum. Misal ben Kenan Işık sesli, Murat Boz tipli, Erdal Acar ruhlu biri olsam yazarlığa gönül verir miydim, hayır. Şimdi piçin teki çıkıp “Ulan götüboklu blogta yazıyorsun amma hava yaptın” diyebilir, ben de o ibneye “Yürümeden önce emeklemek ,seni sikmeden önce de yürümek gerekir” derim. Tabi bu ağzımdan “Yüvümeden önce emeklemek, seni sikmeden önce de yüvümek gerekiv” şeklinde çıkacağı için pek bir boka yaramaz.

Bir tavşan ağaca tırmanabilse bu kadar hızlı koşar mıydı, ya da köpek renkleri görebilse bu kadar güçlü olur muydu burnu? İnsanın kendini tanıyıp ona göre şekillendirmesi lazım kişiliğini; kimimiz yakışıklıyız kimimiz zeki, kimimiz çalışkanız kimimiz asi. Örnekleri çoğaltabilirim ama sizi sıkmak istemiyorum, biliyorum bu yazı kısa oldu ama içi dolsun diye köpük sıkmıyorum, maksat içimde kalmasın diyip iyi günler diliyorum.

6 yorum:

S dedi ki...

supvizlevle dolusunuz efendim :)

Unknown dedi ki...

Okudğum kısa bir yazıydı(birkaç paragraf :D) ama güzeldi.

Buradan sana vicdan yapıyormuş gibi görünmek için yazmıyorum arkadaşım ama bu yazın bana kendi "özürlerimi de" hatırlattı. Hatta hemen başlayayım. Öncelikle göz özürlüsü bir insanım. Her iki gözümde doğumda emeği geçen bir doktor amcadan ötürü şaşı ve leri derecede hipermetroptur. Çocukluğumda her iki gözümden de iki ameliyat geçirmeme rağmen durum değişmemiştir hala şişe dibi gözlük kullanmaktayım. Çocukluğum gerek ameliyat olsun gerek kafam kadar gözlük kullanmamdan ötürü çok zor geçmiştir. Yaşıtlarımın gereği oyun oynayamamam bir yana her zaman dalga geçilen alay edilen bir tip olmuştum. İlk başlarda bu çok acı verirdi ama sonraları yani gençliğimde bunu bir lanet değil de bir hediye olarak görmeye başladım. Çünkü insanları rahatlıkla gözleyebiliyordum. Nerede ne hareket yapacaklarını bana yalan söyleyip söylemediklerini anlayabiliyordum. Gözlük kullanmam çocukluma engel oldu ama ilerde bayağı faydasını gördüm. Mesela Aksaray Üniversitesini dava ederken, kız arkadaşımla dolaşırken, paintball oynarken bana gözlük engel olmadı:D

Arkadaşım sende bir "r" harfi eksik. Oysa ne insanlar tanıdım adamların kafalarında 1350 gram eksik ama hala sokaktalar. Öylelerinin Oksijen tüketmeleri yasaklanmalıyken sen niye bir harfi taktın ki kafana?:D

Onur dedi ki...

oho buna mı üzülüyorsun, ben hala altımı ıslatıyorum.

bi itiraf gelsin o zaman; geçen sabah yalnız başıma okula giderken, o sabah hafiften yüzüme vuran ayaz bana seni hatırlattı da ah ulan yanımda olsaydın dedim.
Yemin ediyorum her sabah seninle tekrardan taşak muhabbeti yaparak okula gidebilmek için çok şey verebilirim. Hele o 'v' leri öyle özlüyorum ki. böhühühü

Bengisu "Ben" Türkan dedi ki...

Fakeangel: Öyleyimdiv.

Sir Aenas: İkimiz de aynı fikirdeyiz aslında, vermek istediğim mesaj yorumunuzla paralel. Amatör bir yazar olduğum için derdimi tam olarak anlatamamışım sanırım.

Oeç: Hayvan herif, madem o kadar özlüyorsun buluşalım bir ara. Gören de ayrı şehirlerdeyiz sanacak.

Onur dedi ki...

mutlu musun ha, istediğin oldu mu lanet bok!

josemarcelosalas dedi ki...

Bende farketmemiştim. Belki de dikkatimi çekmesi gereken son özelliğin o olduğu içindir, kim bilir...