10 Ocak 2009 Cumartesi

Türkiye'de Televizyonculuk

Gündeme bomba gibi düşen,dakikalarca ayakta alkışlanan,İstanbul Üniversitesi tarihinin gelmiş geçmiş en etkileyici sunumuna hazır mısınız?

Yaklaşık iki ay önce Türk Dili dersi için hazırlamış olduğum bu sunumu siz sevgili okurlarımla paylaşmak benim için bir gururdur.Zira 14 yıllık öğrencilik kariyerimde hocaların izni dahilinde yapmama rağmen zevk aldığım tek aktivitedir bu sunum.Kaçıranlar,ya da yeniden izlemek isteyenler için işte karşınızda "Türkiye'de Televizyonculuk"
.





Ülkemizdeki en güçlü basın aracı televizyondur.Peki televizyonu bu kadar etkili yapan etkenler nelerdir?

-Bedava olması
-Kolay ulaşılabilmesi
-Halka hitap etmesi
-Youtube’a erişimin engellenmesi

Televizyon hakkında konuşmaya başlamadan önce kabullenmemiz gereken bir gerçek var.Hepimiz eve gider gitmez televizyonun karşısına geçiyor,yemek yerken bile sanki iştahımızı açan bir şeymiş gibi televizyon izlemek istiyoruz.Hayatlarımızı sevdiğimiz dizilerin yayın akşına göre programlıyoruz,arkadaşlarımızla yaptığımız sohbetlerin büyük bölümü bir önceki gün yayınlanan programlarla ilgili oluyor.

Bir de bazı kolpa insanlar var,”Ben televizyon izlemem,aptal kutusu” diyip internetten Lost,Prison Break,How I Met Your Mother gibi dizileri indirip ayıla bayıla izliyor.Bu sunumumdan onlara sesleniyorum:

Ey sizi gibi denyo mahlukatlar,sırf televizyon yerine mönitör karşısında olduğunuz için o diziler televizyon programı sayılmıyor mu?Siz ne kadar göt insanlarsınız ki kendinizi diğerlerinden ayırmak için böyle alengirli yöntemlere başvuruyorsunuz,amına kodumunun elitistleri sizi.

Televizyonun hepimizin hayatında önemli bir rol oynadığını kabullendikten sonra sunumun asıl noktasına geçebiliriz.

Elbette ki televizyonculuk bir sektör ve kanallar reyting için birbirleri arasında amansız bir savaş içerisindeler.Bir izleyici olarak bence reytinge ulaşmanın en kolay yolu insanları güldürmek.Mesela Yaprak Dökümü çok izlenen bir dizi ama benim gibi yavşak insanlarda “Bu ne amına koyayım,adamın koridordan mutfağa geçmesi yarım saat sürüyor” tarzı tepkilere sebebiyet verebiliyor.

Zaten zor günler geçiren bir ülkeyiz,öğrencilerin çektiği çile ayrı,ev geçindirme derdi ayrı.Ergenliğe adım atar atmaz gelişen birisiyle birlikte olma isteği ise apayrı sevgili okurlar.Hangimiz çıkıp diyebilir ki ben yüzde yüz mutluyum,gülmek eğlenmek için televizyon programlarına,filmlere,gösterilere ihtiyacım yok?

Hiçbirimiz diyemeyiz sevgili okurlar,bu yüzden elimizin altındaki en yakın neşe kaynağı televizyona başvurmamız gerekiyor.Televizyoncular da bunun farkında tabi,bizleri ekran karşısına kilitlemek için aşağıdaki altın kuralı takip ediyorlar:

EN KOMİK PROGRAMLAR,KOMİK OLMAMASI GEREKENLERDİR

Bir düşünün;gülmek için,hayatlarımızın ne kadar boktan olduğu gerçeğinden uzaklaşmak için ne tarz programlar izliyoruz?Kadın programları,ana haber bültenlerinin son on dakikası,uzun metrajlı reklamlar,Kurtlar Vadisi,spor programları.Kısacası bunların hiçbiri komedi kategorisine girmeyen yayınlar fakat amaçlarından sapıp insanlara eğlenceli dakikalar sunmayı kendilerine görev edinmişler.



Belki bazılarınız henüz bu muhterem zat ve efsanevi televizyon programından haberdar değildir diyerekten ufak bir özet geçmeyi kendime borç biliyorum.”Acı Umut” adıyla Flash TV’de yayınlanmış bu programın amacı zorluktaki insanlara yardımcı olmak,onlara yol göstermek,izleyenlere de ibret vermekti.Dürüst olmam gerekirse programa katılan insanlara yardımcı olup olmadıklarını bilmiyorum çünkü hayatım boyunca bir defa bile görmem mümkün değil o şahısları.Emin olduğum bir şey var,o da biz izleyicilerin keyiflerini yerine getirdiği:





Yani...

Bazı terbiyesizler bu tarz programlar hakkında son derece talihsiz iddialarda bulunuyor malesef.Neymiş sevgili okurlar oradaki insanlar rol yapıyormuş da parayla tutuluyormuş.Sizlerin affına sığınarak bir sesleniş daha yapmak istiyorum:

Ey Acı Umut hakkında ileri geri konuşan ahlaksız;eline vicdanına koyup da söyle,bu hayat ne kadar sürecek böyle,CARTEL diyip de geçme,bize güven de yanlışı seçme.

Eğer mesajı aldıysan elini yeniden vicdanına koy ve sor kendine,"Madem Muhsin rol yapıyor,aslında kendisi son derece mutlu,hali vakti yerinde,am üstüne göt siken bir insan;neden bu üstün oyunculuk kabiliyetlerini Hollywood yerine Flash TV'de sergiliyor?"





Az önce izlediğiniz video gelişmiş Movie Maker teknolojisiyle yapılmış bir çalışmaydı.Gönül istemez mi Tomların,Morganların yanında Muhsinler de olsun.

Sanırım hepimizin aklında aynı soru kelimesi belirdi,"Neden".Aslında biraz kafa yorunca çok anlaşılır bir yöntem olduğunu farkediyor insan.Şimdi yolda dört arkadaş yürürken içimizden birinin ayağı takılıp yere düşse hepimiz güleriz.Çünkü planlanmış birşey değildir bu,kimse "Dur şurada biraz buz birikmiş üstüne basıp düşeyim" demez.Fakat bir komedi programında karakterlerden biri yere düştü mü "Bunun neresi komik lan" deriz hep bir ağızdan.





İşte televizyoncuların da komik olmaması gereken programlarla bizleri güldürmeye çalışmasının başlıca sebebi budur sevgili okurlar.

8 yorum:

S dedi ki...

okumadim yaziyi, okuyacak gibi degilim cunku su an, sonraya sakliyorum, ama basini okudum azcik da, derste yaptigin sunumu mu koydun lan bloga ?

Bengisu "Ben" Türkan dedi ki...

Şimdi şöyle oluyor, bundan önceki yazımda çok fena gaza getirdim okuyucuyu. Aklımdan da "kafa kopartacak" bir yazı geçiyordu fakat o iddaayı yaptıktan birkaç saat sonra son derece boktan birşey başıma geldi.

Yaşadığım duygusal aksaklıklardan dolayı iddaamı riske atmamak için hazırda bulunan sunumumu biraz modifiye ederek bloga ekledim.

Kafa kopmazsa para iade garantisi veriyorum.

Hakan Ö. dedi ki...

çogiyi bi yazı olmuş. okurken birileri bana küfrediyor gibi hissettim. bi kedi gördüm sanki gibi sanki oldum. emeğine sağlık

S dedi ki...

ahah :)

parami geri isteyemeyecegim sanirim.

sondaki videoya ozellikle koptum.

ama ben sey dicektim, misal ben dizi indiriom hep internetten, elitist mi oluom ?

Bengisu "Ben" Türkan dedi ki...

Ben de indiriyorum Madam Angel, zira çok kaliteli diziler var televizyondan yayınlanmayan -misal It's Always Sunny In Philadelphia. Benim oradaki sitemim internetten dizileri izleyip de "Iyyy ben iki yıldır televizyon başına geçmedim, spastiksin sen televizyon izliyorsan" diye ithamlarda bulunan fakat kendi içlerinde son derece vahim bir ikileme düşen şahıslaradır.

S dedi ki...

e o adamlar misal, televizyonda izlerken reklami iskence olarak gorenler olamazlar mi ? 20 dakikalik bir diziyi 1 saat yerine 20 dakikada izlemek isteyemezler mi ? ya da dizinin yeni bolumu, yeni sezonu icin, televizyonda yayinlanmasi icin digiturkleri varsa 2-3 hafta, digiturkleri yoksa 2-3 ay beklemek istememe gibi bir tercihleri olamaz mi ?

how i met ur mother'in bu sali gunu amerikan televizyonunda gosterilen bolumu persembe gunu siyenbisieyde yayinlansa eyvallah, ama bunlar da goz ardi edilmemeli bence.

ya da sizin izlediginiz it's always sunny in philederphia amerikada bir tv'de yayinlanmiyor mu? ya da amerikada televizyon icin cekilmis bir dizi degil mi ?

sonucta o da tivi sovu ve siz de onu televizyon yerine internetten indirip izlemeyi tercih ediyorsunuz ve bu da bence hem sizi hem de beni o elitist diye elestirdiginiz kesimle ayni kefeye koyar.

ha bunu sirf, ben televizyon izlemiyorum, televizyon aptal kutusudur, internetten dizimi indirir izlerim cok super bi kisiligim cok sofistikeyim demek icin yapanlar varsa da, onlara da artik kafam giriversin musadenizle efendim.

Bengisu "Ben" Türkan dedi ki...

Çok büyük bir yanlış anlaşılma söz konusu. Diziyi netten indirmek ya da televizyondan izlemek değil mesele, ben televizyon izlemem diyip kendilerini başkalarından soyutlamaya çalışan fakat televizyon için üretilmiş programları başka bir platformdan izleyenlere uyuz oluyorum.

Yani aynı kişilere kafamızın girmesini umuyoruz, dizilerimizi internetten indirip CNBC-E'nin keyfini beklemeden ve berbat altyazılarına maruz kalmadan keyifle izliyoruz.

Zaten siz de aynı şeyleri söylemişsiniz, son paragrafta hislerime mütercim tercümanlıkta bulunmuşsunuz. Yine de bu açıklamayı yapma gereği hissettim kendimi yüzde yüz açıklayabilmek için.

josemarcelosalas dedi ki...

Şu Muhsin Bey'in katıldığı programda dehşet verici bir olay daha vardı, eşekle ilgili, olayın çarpıcılığını daha da gözler önüne sermek için ona dair bir video veya fotoğraf beklerdim açıkçası.