23 Ocak 2009 Cuma

At Barağı

Lise-hazırlık sınıfı…zirvede olduğum dönemler…arka sıradayız ama FOX’ta yayınlanan “Arka Sıradakiler” dizisinin aksine son derece gereksiz şeylerle günümüzü gün ediyor;karıymış,kızmış,kavgaymış hiç bulaşmadan lise günlerimizin tadını çıkartıyorduk.Tam anlamıyla “Boş İşler Müdürü”ydüm.Toplayın bizim tayfayı,yapılan her geyikte,anlatılan her anıda çoğu zaman başrol,bazen de yardımcı oyuncu benimdir.

İşte böyle bir çevrede sevgili okurlar,zaten hoca 31. sayfayı açın dediğinde bile sınıf gülme krizine giriyor,malumunuz benim de kafam o tarz şeylere bayağı yatkındır,sınıfın bir numaralı komedyeniydim.

Türkçe dersinde bir parça okunuyordu,ben de unvanımın getirdiği sorumlulukla harıl harıl komik birşey var mı diye sayfaları kolaçan ederken yazarın ismi dikkatimi çekti,Barak Baba.Bir anda arka sıradaki herkese “Olm yazara bakın lan,çabuk olm,barak ehehehe” mesajını ilettim.Barak isminin erkek cinsel organının argodaki karşılığına benzerliğinin yanı sıra sonuna baba kelimesinin gelmesi iyice komik ve bir o kadar da masküler yapıyordu.

Okul çıkışı herkese Türkçe kitabından Barak Baba’yı gösterdim.İşte ben buydum sevgili okurlar,komik birşey bulur sonra da bütün okula yayardım.Barak Baba da en ünlü çalışmalarımdan biriydi.

O günlerde amiyane tabirle “lanet olası kıçımızla” güldüğümüz Barak şimdi halkımızın gözbebeği!

Hayır anlamıyorum nereden geliyor bu sevgi,acaba isminden dolayı mı?Düşünsenize sevgili okurlar,yeni ABD başkanı güven dolu bir konuşma yaptıktan sonra gazetelerimizde “Barak’ın başı dik” gibi yaratıcı başlıklar görebiliriz.

Belki de Müslüman olduğu sanıldığı için olabilir.Kendisi hangi dine mensup bilinmez ama soruyorum sizlere,bizim başımızdakiler yıllardır “müslüman” ne faydasını gördük?

Cidden anlamıyorum ya,o kadar sıkıntılı bir ülkedeyiz ama Amerika’da başkan değişti diye kurban keseni var,göbek atanı da mevcut,bir düğün bir dernek havası almış başını gidiyor,ne değişecek amına koyayım!

İşin siyasi kısmına girmek istemiyorum sevgili okurlar,çünkü bana göre herkes bilgili olduğu konularda konuşmalı.Anti-politik yapımdan dolayı “Sayın Obama’nın başkanlığı AB müzakereleri sürecindeki Türkiye’yi sosyokültürel yönden tökezletebilir” ya da “Barak’ın başkan olmasıyla Amerikan dolarında yarak gibi inip kalkmalar görebiliriz” vb analizler üretmek bana düşmez.Ben sadece gözlemlediklerimi aktarıyorum.

Bence olayın magazinsel bir boyutu var.Hani insanlarımız –hatta aynı gezegeni paylaştığımız insanlar- çok meraklı ünlülerin hayatlarına.Ünlü nedir sevgili okurlar,toplumun büyük bir kesimi tarafından tanınan,herhangi bir alanda iyi ya da kötü yönde şöhret sahibi kişi.Şimdi bu ünlüleri ne tanırız ne de bir çay içmişliğimiz vardır ama geceleri hangi barlarda eğleniyor,bugüne kadar kimlerle aşk yaşadı,hangi meslektaşıyla kavga etti hepsini ezbere biliyoruz.Bence ülkeleri kişisel bazda incelersek Amerika sosyetik bir playboy,zengin,çoğu zaman hatalı kararlarından dolayı insanların antipatisini kazansa da kimsenin görmemezlikten gelemediği,gündem yaratan birisi.Türkiye ise sen,ben,biz kısaca sevgili okurlar halkız.Kendi hayatında pek bir sikim yiyememiş –henüz- akşamları ayıla bayıla ünlülerin aşk hayatını takip eden,anlamsız yere onların hayatlarına bir şekilde dahil olmaya çalışan,sahip oldukları şeyleri gıpta eden bizler.

Amerika Erdal Acar,biz ise yine biziz.İşte o Amerika alışılagelmişin dışında bir başkana –en azından etnik kökeni- kavuşunca hepimizde bir heyecan bir sevgi yumağı oluştu.Benim gibi basit insanlara da ismiyle alakalı bir sürü espri yapma imkanı doğdu,çünkü ben buyum.

7 yorum:

S dedi ki...

hani ingilizce hazirlik siniflarinda falan kompozisyon yazdirir da hocalar, kelime siniri koyarla. en az 500 kelime olcak derler misal ki sayiyi tamamen gotumden uydurdum suan.

neyse konuya geleyim. ben sana boyle kelime siniri koymak istiyom. ne bu lan boyle kisacik yazmissin. tam da cok sevinmistim yazi yazdin okucam die. bole hazirlandim, ceketimi cikardim (sakin yanlis anlama disaridan yeni geldigimden oturu) efendime soleyim gittim cantamdan sigara aldim, cakmak aradim, sigarami yaktim, oooh boyle uzun uzun keyif yapip okucam.

bitiverdi yazi, ben de at barraagi gibin kaldim ortada.

onun disinda, yine guzel bir yazi olmus. son paragraftaki tespitinin ayri bir hastasi oldum.

Bengisu "Ben" Türkan dedi ki...

Normalde yazılarım en az üç sayfa sürer,ama bugüne kadar "Kısa sürdü ya uzatayım biraz" diye ekleme yapmadım.O kadar sürüyordu minimum.

Bitirdiğimde kısalığı beni de rahatsız etti,ama devamı gelmiyordu,zorlamak istemedim.Bu seferlik affınıza sığınıyorum

Word'den baktım 488 kelimeymiş.

Onur dedi ki...

şu virgül ve noktalardan sonra boşluk bırakmaya da dikkat etsen tam olacak, nazar boncuğu oluyor onlar da.

barak babanın da bi fotoğrafını çekmedik güzel de tipi vardı sanki. elde türkçe kitabı, yarıla yarıla eve gidişimizi hatırladım da bi de senin türkçe metinlerdeki 'y' kaynaştırma harfine eklenmiş -arak eklerini itinayla arayıp bulup satır sonunda bitmemişlerini bulmaya kasman aklıma geldi. (cümleye gel)
'Isabel korkudan ne yapacağını şaşırmıştı, ağla- yarak annesinin yanına koştu.' (vs.)

özetle... özledim LAN!

Bengisu "Ben" Türkan dedi ki...

Güzel günlerdi ya,en bomba Hotline'daki Sue'nun babasıydı,asıl onun resmini çekmek lazım.

Adsız dedi ki...

abi yazının kısa olmasının eleştirilcek birşey olduğunu düşünmüyorum.ülkemizin sanırım doğu kısmındaki bu gereksiz obama kutlamalarını da tamamen anlamsız buluyorum.zaten bu adam sanıldığı gibi dünyayı değiştirme isteği duyan bir insan olsa bile, bunu yapmasına izin vermezler.Amerika başkanları her zaman kukladır.Amerikayı yöneten her zaman başka insanlar vardır..Öyle yani.

yazıyı begendim koçum,yine toplumumuzun absürd bir özelliğini espritüel bir şekilde dile getirmişsin.lise hazırlıkta sınıfının efsanesiymişsin koçum bana kalırsa hala öylesin. Ama insanlar yaşı büyüdükçe değişiyor ve gerekli! işlerle uğraşmaya başlıyor ister istemez.Hele ki söz konusu kız olunca bunlarla anlaşmak senin için çok daha zor olabiliyor.kal salıcakla

Adsız dedi ki...

Barak, tarafımızdan tanımlanamıyor olduğu için, push'tan daha iyi işler yapacakmış gibi geliyor bizlere. Barak oramıza girerse şaşırmayalım, tedbirli yaklaşalım.
Mesela ben bu yaz Amerika'ya gidip yakından incelemeyi düşünüyorum Barağı.

josemarcelosalas dedi ki...

Bi kere Barack'ın sihirli değneği yok bunu herkes bilsin ve sende bu konuya parmak bastığın için minnettarım. Adamın kıçından politika üretecek hali yok heralde, belirli şablonlar üzerinden gidecektir. Hayır kardeş ülke İsrail ile arayı mı bozacak? Filistin'e destek mi verecek? Afganistan'ı boş mu verecek? Belki Bush gibi pervasız olmayacak ama sütten çıkmış ak kaşık da ol(a)mayacak Barack.