9 Haziran 2008 Pazartesi

İstanbul'da Yaz Dolusu

8 Haziran 2008.Her zamanki gibi günlük yürüyüşümü yapıyordum.Normalde akşamları çıkardım bu gezintilere,yaklaşık bir saattir süresi.Hep aynı rotadayımdır Kavacık-Anadolu Hisarı arası çalışırım.

Bu sefer öğleyin yürüyeyim dedim,ne bileyim içime doğdu öyle.Oniki gibi çıktım evden,güneş ışığından eser yoktu.Herşey gipgriydi,tam eve dönerken gökyüzünde birşey farkettim,Appiah kadar karaydı,bulut değil de kömür dumanıyla dolmuş gibiydi yukarısı,yaklaşık iki dakika gözyüzünü izledim,sonra evimin yolunu tuttum.

Eve kendimi atar atmaz rüzgar başladı,ama ne rüzgar!Kesin yağmur yağacak dedim açtım hafif bir müzik -Mordecai-,yağmurun rahatlatıcı sesi eşliğinde keyif yapacaktım güya.

Mordecai'yi bilen yoktur aranızda.Between The Buried And Me'nin en güzel eserlerinden biridir.İlk iki dakika kulak zarımızın ırzına geçen grup geri kalan üç dakika "Pardon abi,kusura bakma telafi edeceğim bak" diyerek en tatlı ninniyi fısılar dinleyenlere,özür diler örs,çekiç,üzengi kemiklerinden.

Tabi yağmur yağacağını düşünen ben şarkıyı direkt 3. dakikasından başlatmıştım,ama yanılmışım...

Başımıza taş yağmaya başladı!

"Tak tuk tak tuk" bu ne şiddet ne celal!Olamaz böyle birşey,sanki üst kattan milyonlarca insan buzluklarını boşaltıyor,misket kadar dolu taneleri -tanecik demeye dilim varmıyor- dövüyor yeryüzünü.Ben hayatımda böylesine gürültülü bir yağış daha duymadım sevgili okurlar.

Sonra kendini yağmura bıraktı doğanın cinneti,aaaahhh yağmur sanki tüm gezegen gusül abdesti almış gibi rahatlar sen geldiğinde,tüm cenabetliğimiz atılır üzerimizden.

İşte bu görkemli doğa olayından sonra gönül telleri titreşen biri olarak,kaptım fotograf makinemi o anı ölümsüzleştirdim. Umarım hoşunuza gider



NOT:Çalan şarkı Between The Buried And Me'nin Selkies: The Endless Obsession isimli eseridir,Mordecai başka,onu da dinleyin.

1 yorum:

İsvecPeyniri dedi ki...

güllerinize bayıldım...